Prometric

Prometric ™ Test Merkezi İstanbul

Prometric Hakkında

2007 yılında ETS’nin (Educational Testing Service) yüzde yüz iştiraki haline gelen Prometric, teknoloji odaklı testlerin ve değerlendirme çözümlerinin güvenilir bir sağlayıcısı konumundadır. Dünyanın önde gelen organizasyonlarına 20 yılı aşkın tecrübesiyle doğru test geliştirme ve uygulama konularında hizmet veren Prometric, bugüne dek dünyanın dört bir yanından binlerce kişiye daha iyi bir kariyere sahip olmaları, profesyonel olarak kendilerini geliştirmeleri gibi konularda aracılık etmiştir.

Doğru Çözümler

Prometric, doğru bilginin, yeteneklerin ve yeterliliklerin ölçülmesine yardımcı olacak test programlarının oluşturulması, korunması ve servis edilmesi için çalışmaktadır. Müşterilerine, müşterilerinin sınavlarına giren kişilere ve bu sınavların sonucunda kazanılan niteliklerin değerlerine kendini adayan Prometric’in sektördeki uzmanlığı, kullandığı teknoloji, test sistemleri ve ağlar, uygunluk, güvenlik ve tutarlılık anlamında benzersizdir. İspatlanmış, tüm dünya tarafından bilinen geçmiş performansı, Prometric’in nasıl devamlı şekilde işe alım süreçlerinde en iyi adayları seçmek isteyen dünyaca ünlü organizasyonlara doğru test geliştirme yöntemlerini ve çözümlerini sunduğunun en önemli göstergelerinden biridir. Prometric’in bu uygulamaları aynı zamanda çalışanlara daha iyi olanaklar sağlanmasına aracılık ederken, daha iyi kontrol edilebilir bir iş ortamı yaratılmasını da teşvik eder.

Doğru Erişim

Prometric, 160’tan fazla ülkedeki 8,000 test merkezinden oluşan, dünyanın dört bir yanından sınavlara girenlere sınav tarihleri dâhil olmak üzere geniş seçenekler sunan güvenli bir ağı idare etmektedir. Prometric’in tüm dünyaya yayılan kadrosu, test ve değerlendirme programları hakkında nerede ve ne zaman desteğe ihtiyaç duyulursa yardım etmek üzere, “olay yerinde” uzmanlıklarıyla hazır bulunur.

Doğru Koruma

İster sınav merkezinde fiziki güvenlik şartlarını sağlıyor olsun, isterse fikri mülkiyeti koruyor olsun, Prometric’in son model teknolojileri, gizli bilgi akışını koruma altına alırken, sınava girenlerin kimliklerinin ve kendilerine özgü ihtiyaçlarının üzerine eğilir.

Doğru Uzmanlık

Psikometristlerden ve ileri sınav geliştirme çözümleri sağlayan konunun uzmanlarından, sistem mühendislerine ve test merkezlerinde sınavların güvenliğini sağlamakla yükümlü donanımlı yöneticilere kadar; Prometric her alanda “doğru uzmanlık” felsefesiyle, sınav programlarının en güvenilir şekilde oluşturulması, yönetilmesi ve geliştirilmesi için çalışır.

Doğru Çözüm

Eğitim, kurumsal, devlet, finans, sağlık, bilgi teknolojileri (IT) ve mesleki dernekler gibi alanlarda 450’ye yakın firma adına sınav hazırlayan Prometric, müşterilerinin tüm özel ve kendine özgü test geliştirme ve uygulama ihtiyaçlarını karşılayacak özellikte kişiselleştirilmiş bir servis sunmaktadır. Prometric aynı zamanda, her defasında en doğru test çözümlerini sağlayacak kavrama gücüne, ölçeğe, isteğe ve uzmanlığa sahiptir.

Web Sitesi

Dil:

İngilizce

Kimler Katılabilir?

herkes katılabilir.

Önemli Bilgiler

Prometric Sınavı Nedir?
  • Yıllardır dünyanın dört bir yanından 400 farklı kurum ve şirket için sınavlar geliştirmeyi sürdüren Prometric, her yıl akademik ya da mesleki kariyerlerinde ilerlemek isteyen ortalama 10 milyon kişiyi bu sınavlar vasıtasıyla şirket yöneticileriyle buluşturuyor.2007 yılından bu yana ETS’nin yüzde yüz iştiraki olarak hizmet veren ve global bazda sektör lideri konumunda bulunan Prometric, aslında çok daha eskiye dayanan bir geçmişe ve sektörde 20 seneyi aşkın bir tecrübeye sahip bir marka olma özelliğini taşıyor. Teknoloji odaklı testlerin ve değerlendirme çözümlerinin, güvenilirliği tartışılmaz bir sağlayıcı durumundaki Prometric, işe alım süreçlerinde en doğru adayı arayan dünyanın ileri gelen organizasyonlarına en doğru test geliştirme yöntem ve çözümlerini sunuyor.Prometric sınavları, yurtdışında eğitim almak isteyen öğrencilerin, kendisini geliştirmek isteyen yeni mezunların, ülkelerindeki iyi bir okula giriş yapmak isteyen gençlerin önlerinde yeni ufuklar açmaya devam etmekte, sertifika programlarıyla akademik ya da mesleki kariyerlerine katkıda bulunmaktadır.
Prometric Sınav Başvurusu Nasıl Yapılır?

Prometric sınavları için başvurunuzu www.prometric.com adresinden başvuru yapmak istediğiniz sınavı seçerek ilgili sayfaya yönlendirilerek yapabilirsiniz.

Sınav başvurusu, kredi kartı ile ödeme, tarih ve sınav merkezi seçimleri gibi tüm işlemler online yapılmaktadır.

Çok geniş yelpazede, tam 500’e yakın sınava ev sahipliği yapan merkezde sizin ve kariyer hedefleriniz için en uygun olan sınavların belirlenmesi çok önemlidir. Merkezimizle iletişime geçerek bu sınavlar hakkında profesyonel yardım alabilir, başvurunuzu da uzman eğitmenler eşliğinde tamamlayabilirsiniz.

Adres: Esentepe Mahallesi, Büyükdere Caddesi Onur İş Hanı, Kat:10, Esentepe, Şişli İstanbul 34394
Telefon: +90 212 216 08 37

Prometric Sınav Merkezi Nerededir?

Prometric, 160’tan fazla ülkedeki toplam 8,000 test merkezinden oluşan dev bir yapıya sahiptir. Geliştirdiği ve uyguladığı yüzlerce sınava dünyanın dört bir yanından adaylar girmekte, bu sınavlara girenlere ise sınav tarihleri de dâhil olmak üzere çok geniş yelpazede seçenekler sunulmaktadır.

Her yıl binlerce öğrencinin yurtdışında eğitim, dil öğrenmek, iyi okullara ve üniversitelere kabul almak, arzuladıkları sektörün önde gelen şirketlerinden birinde çalışmaya başlamak gibi nedenlerle bir sınavına girdikleri Prometric’in gizli bilgi akışını koruma altına alan modern teknolojileri ve güvenli bilgi ağı ile kurumun bütün dünya geneline yayılmış profesyonel kadrosu, test ve değerlendirme programları hakkında ne şekilde desteğe ihtiyaç duyulursa yardım etmek üzere, “olay yeri” ekipleriyle hazır bulunmaktadırlar.

Prometric’in Türkiye’deki yetkili sınav merkezi ise Test Hizmetleri-Gayrettepe’dir.

Adres: Esentepe Mahallesi, Büyükdere Caddesi Onur İş Hanı, Kat:10, Esentepe, Şişli İstanbul 34394
Telefon: +90 212 216 08 37

Test Sertifikalarıyla İlgili Üç Şehir Efsanesi!

1. “Sertifikalar gerçek dünyaya yönelik değildir!”

Bu efsane, “sertifikalar satıcı odaklı oldukları için sizi gerçek dünyaya hazırlamazlar” ifadesinin peşinden gider. Aynı zamanda, gerçek dünyanın bir sürü satıcı tarafından desteklenen tam entegre bir çevre olduğunu iddia eder.

Bu bir bakıma doğru olmakla birlikte, aynı zamanda neden IT sertifikasyonlarına ayak uydurmak gerektiği hakkında da fikir verir. Gerçek dünya çoklu platformlara, teknolojilere ve entegre sistemlere bolca yatırım yaptığından dolayı, bir adayın bu sistemler hakkında mümkün olduğunca çok şey biliyor olması kendi yararınadır. Var olan her teknoloji ya da sistem hakkında her şeyi bilmek pek de gerçekçi olmadığına göre, birden fazlası hakkında bilgi sahibi olmak size üstünlük sağlar ve bu sistemler hakkında daha az bilgisi olan adaylar karşısında elinizi güçlendirir.

Aynı zamanda, performans temelli sınav unsurlarını kapsayan ya da simüle edilmiş ortamlarda sınav bilgisini ölçen teknoloji sertifika sınavlarının sayısında artış gerçekleştiğini de söylemek gerekir. Bu, sınava girenlerin bir masaya oturmalarını ve hâlihazırda bir sistemdeki hâlihazırda bir problem üzerinde, gerçek zamanlı bir şekilde çalışmalarını gerektirir. Test tipi sınavlarda bilgi temelli unsurlarla gerçek zamanlı sorunlar için arıza teşhisi ve çözüm bulma, sınav değerlendirme ve gerçek dünya yeteneklerinin doğru bir şekilde ölçülmesi yolunda güçlü bir kombinasyon oluşturmaktadır.

2. “İnsan Kaynakları, gerçek dünyayla temasta değildir!”

Bu efsane, işverenler tarafından istenen sertifikaların kâğıt üstünde çok değeri olmadığını ve İnsan Kaynakları yöneticilerinin gerçek dünyayla bağının olmadığını ifade etmekle birlikte, işin aslı böyle değildir. Bir karşı fikir olarak, sertifikası olmayan profesyonellere iş vermenin aslında sertifikaların değerini azalttığını düşünün.

Gerçekte, sertifikalı adayları arayan İnsan Kaynakları yetkilileri, bilgilerini, yeteneklerini ve yeterliliklerini belgeleyebilen insanları işe alarak işlerini veya firmalarını büyütürler. Sertifikalar yoluyla bu alanlarda ispat arayan İK yöneticileri, sadece savlara güvenen yöneticilere göre esasında gerçek dünyayla çok daha fazla temas halindedir.

3. “Sertifikaların kullanım süreleri kısadır!”

Bu efsane aslında eleştiri kılığına girmiş bir gerçektir. Doğrudur; tedarikçiler sıkça bir sertifikasyon üzerinde “düzeltme yapabilir, modernize edebilir ya da tamamen baştan yapabilir”. Bu olumlu bir şeydir, çünkü sektördeki sertifikaların, yeni çıkan teknolojilerle ve gerçekçi uygulamalarla güncel kalmasını sağlar.

Bu görüş yeni ve daha ileri teknolojilerin nadiren geliştiğini iddia eder, fakat teknolojik gelişmeler her gün daha da yüksek bir hızla ortaya çıkmaktadır. Uygun olmayan durumlarda organizasyonlar, bir yanda teknoloji bilgisini güncel bir sertifikayla belgeleyebilen bir aday varken, bir önceki tecrübesi 5 yıl öncesine dayanan birini işe almak istemeyebilirler.

Adayların eski ya da süresi dolmuş sertifikalara sahip olduğunu fark eden ve buna önem veren işverenlere tebrikler, zira onlar son sistemler hakkında daha güncel bilgileri olan adayları seçeceklerdir.

Sonuç

Bir aday olarak kendini daha değerli göstermenin en güzel yollarından biri sertifikalardır. Bir ayağını yeni bir işin kapısından atmış adayların yeteneklerini hemen belgeleme imkânı verir.

Uluslararası düzeyde, küresel teknolojik uzmanlık dünyası büyüdükçe, dış kaynak kullanımlı merkezleri kalifiye profesyonellerle güçlendirmenin önemiyle birlikte, IT yeteneklerine ve bilgisine sahip insanlara olan uzun süreli talep de katlanarak artar.

En baştaki o şüpheci soruya dönersek; “Sertifika yararlı mıdır?, cevap: “Kesinlikle”. Üstelik sadece sertifikaları alan profesyoneller için değil, aynı zamanda bu adayları işe almaya hazırlanan şirketler için de!

Eğitim Teknolojilerinin Memento’su

2000 tarihli Memento adlı harika filmin başkahramanı Leonard Shelby karısını öldüren kişiyi araştırmaktadır. Kısa süreli hafıza kayıplarından şikâyetçidir. İlgili bilgileri hatırlayabilmek için notlar alır, polaroid fotoğraflar çeker ve bulduğu en önemli ipuçlarını dövme yoluyla vücuduna kazır. Böylece ne bildiği konusunda kalıcı izlere sahip olur.

Eğitim teknolojisi de an itibariyle kendi “memento”sunu tecrübe ediyor. Yeni çıkan teknolojilerin eğitim üzerinde devasa bir etkisinin olmasının beklendiği bir zamanda, eğitim teknolojileriyle bir şekilde bağlantılı bilişsel psikoloji, öğretim tasarımı gibi alanların ne yeni ne de temelsiz olmadığını unutmamak gerekir. Bu alanlar, insanların nasıl ve hangi şartlarda öğrendikleriyle, kanıta dayalı materyallerle ilgilenir. Aynı zamanda eğitimi geliştirmek adına derin fikirleri olan eğitim teknolojisi öncülerinin “eğitim sistemi yüzyıllardır değişmedi” şeklindeki iddialarını okuduğumda şunu düşünüyorum: Bizim ya da daha yüksek eğitimli liderlerin, politikacıların, girişimcilerin ihtiyacı olan şey -tam da Memento’daki dövmeler gibi- teknolojinin eğitim içinde çok eski ve zengin bir tarihinin olduğunu hatırlamaktır. Ve işte bu eski ve zengin tarih, modern dijital öğrenme mecralarının tasarımı hakkında bilgi verebilir. Neil Selwyn’in ‘Schools and Schooling in the Digital Age’inde de belirttiği gibi; tuhaf bellek yitimimiz, unutkanlığımız ya da hatta okullardaki teknolojik gelişim ve uygulamaların geçmiş dönemleri hakkındaki inatçı bilgisizliğimiz bizim kendi zararımızadır.

Bir eğitim araştırmacısı ve özellikle online öğrenme tasarımı ile ilgili çalışmalar yapan biri olarak, Temmuz 2014’te Eğitim Bakanlığı’nın Khan Academy’yi odağına alan 2.2 milyon dolarlık bir kaynak ayırdığını gördüğümde bu makaleyi yazmaya mecbur hissettim. Kısacası, bu faydalı çalışma Khan Academy kaynaklarını kullanan öğrencilerle kullanmayan öğrencilerin aldıkları sonuçları karşılaştıracak. Khan Academy’nin efektif uygulamaları, işte o zaman bu uygulamaları neyin efektif hale getirdiği konusunda somut fikir verecek.

Peki, kaynak kullanan ve kullanmayan öğrenciler arasındaki bir karşılaştırma beni neden eğitim teknolojilerinin tarihini hatırlamamız gerektiği konusunda yazmaya itti?

Çünkü bizlere öğrenmenin nasıl gerçekleştiğinden üstünkörü bahseden, hatta eğitimi geliştirmek için yeni çıkan teknolojilerden en yüksek verimi nasıl alabileceğimiz konusuyla hiç ilgilenmeyen karşılaştırmalı medya çalışmalarının paramızı ve zamanımızı yeterince harcadığını düşünüyorum. Karşılaştırmalı medya çalışmaları, öğrencilerin elde ettikleri sonuçların medya çapında değişiklik gösterip göstermediğini araştırır. 1920’lerden bu yana, benzer araştırmalar teknolojinin sonsuz düzeniyle yürütülegeldi. Bu tip araştırmalar, sınıfta eğitimle film karelerini, radyoyu, televizyonu, multimedyayı, online teslimi ve mobil cihazları karşılaştırdı ve tekrar tekrar benzer bir sonucu ortaya koydu. Bu sonuç her yere öylesine nüfuz etti ki, “kayda değer fark yok” olgusu olarak adlandırıldı.

Bu olgu, eğitimi pratikte nasıl uyguladığımızı hiç değiştirmeden, bir aracı başka bir araçla ikame etmenin öğrenme üzerinde çok küçük bir etkisi olacağının farkına varmayı temsil eder. Bunu örneklemek için en sevdiğim deney şu: Bir grup öğrenci canlı bir ders izlemektedir. İkinci bir grup öğrenci ise aynı dersi Youtube’da izler. Diğer her şeyi sabit tutarak; canlı ders grubu ve Youtube grubu yaklaşık olarak aynı performansı gösterecektir.

Peki, neden? Çünkü hangi mecradan verildiği önemli olmaksızın, ders derstir. Öğrencilerin birbirileriyle etkileşimlerinde bir değişiklik olmadığında, aynı şekilde öğrenme aktivitelerinde bir değişiklik olmadığında, öğrenme konusunda çok da fazla bir kazanım elde etmeyi ummamalıyız. Dijital öğrenmeyle ilgili araştırmalar gösteriyor ki, genel olarak, öğrenmeyi etkileyen şey teknoloji değil, eğitici tasarımlardaki ve yeni teknolojilerin tanıtımı ile desteklenen pedagojik uygulamalardaki değişikliklerdir.

Dijital eğitim hakkında öğrenmemiz gereken hala çok fazla şey var. O eski soruları sormaya devam etmektense, ilgili taraflar çok fikrimiz olmayan soruların cevaplarını araştırmak zorunda: Dijital öğrenme mecralarındaki öğrenmenin doğası nedir? Yeni çıkan teknolojiler öğretmeye ve eğitime nasıl olanak veriyor ve destekliyor? Eğitim sistemimiz global ve şebekelenmiş bir topluluğun öğrenme ihtiyaçlarına uyum sağlamak için nasıl değişmeli? Ve nasıl ve hangi şartlar altında yeni çıkan teknolojiler, efektif ve güçlü dijital öğrenme mecralarının tasarımını geliştirici etkiler gösterir?..

(George Veletsianos’un The Significance of Educational Technology History and Research adlı makalesinden derlenmiştir.)

Uluslararası sınavlarda başarıya bir adım daha yaklaşın! Online Kayıt